Eczacılık hizmetlerini bir iş modeliyle birleştirme vizyonunuzun arkasındaki motivasyon neydi?
Eczacılık mesleği, geçmişten bugüne büyük bir değişim ve dönüşüm sürecinden geçiyor. Benim temel motivasyonum, bu dönüşümün pasif bir izleyicisi olmak yerine, bizzat şekillendiren bir aktör olmayı hedeflememdir. İş modellerinde parçalanma vizyonumun temelinde, eczacılığı sadece ilaç tedarik eden bir noktadan çıkarıp, danışmanlık, eğitim ve bireye özel çözümler sunan bir merkeze
dönüştürmek yatıyor. Bunun için müşteri deneyimini merkeze alarak ve dijitalleşmenin olanaklarını kullanarak, eczanelerimizin hem hizmet kalitesini hem de sektörel farkındalığını artırmayı amaçladım.
Eğitim hayatınız boyunca öğrendiğiniz ve hala hayatınıza yön veren bir ders ya da esas var mı?
Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ndeki yıllarım ve sonrasında İşletme Fakültesi'nde aldığım eğitimler, mesleki bilgi birikimimin temel taşlarını oluşturdu. Ancak, en önemli derslerden biri, "Hayatta sürekli öğrenmeyi bir yaşam biçimi haline getirmek gerektiği" oldu. Bu anlayışla Medipol Üniversitesi'nde Klinik Eczacılık ve Homeopati eğitimleri aldım ve kendimi her daim yenilemeyi ilke
edindim. Eğitim hayatımdan aldığım bir diğer önemli ders ise, teoriyi pratiğe dönüştürmenin gücüydü. Bu esas, kariyerim boyunca tüm projelerimde benimle oldu.
Eczacılık sektöründeki mevcut sorunlar için hangi çözümleri önerirsiniz? Dijitalleşme ve klinik eczacılık gibi alanlarda ne tür değişimlerin geleceğini öngörüyorsunuz?
Eczacılık sektörünün en büyük sorunlarından biri, mesleğin sadece ilaç teminiyle sınırlı bir algıya sıkışmasıdır. Bunu değiştirmek için dijitalleşmeyi ve klinik eczacılığı daha etkin bir şekilde hayatımıza entegre etmeliyiz. Örneğin, dijital platformlar aracılığıyla hastaların sağlık takibine yönelik çözümler sunulabilir. Klinik eczacılık alanında ise eczacılar, doktorların yanında hasta tedavi süreçlerinde aktif rol alarak mesleklerini daha görünür ve etkili bir hale getirebilirler. Gelecekte dijitalleşmenin, yapay zeka destekli hasta analizleri, eczane içi kişiselleştirilmiş sağlık hizmetleri gibi alanlarda devrim niteliğinde değişimler yaratacağını düşünüyorum.
Meslektaşlarınıza ve sektördeki genç eczacılara mesleki gelişimlerini artırmak için hangi tavsiyelerde bulunursunuz?
Öncelikle, sürekli öğrenmenin ve kendini geliştirmenin önemini vurgulamak isterim. Klinik eczacılık, aromaterapi ve fitoterapi gibi alanlarda eğitim alarak uzmanlık kazanabilirler. Ayrıca, dijital araçları kullanmayı öğrenmek ve sağlık teknolojileri konusunda bilgi sahibi olmak da büyük bir avantaj sağlayacaktır. Bir diğer önemli nokta ise iş birliği ve dayanışmadır. Etkin yer alarak hem sektörel farkındalıklarını artırabilir hem de mesleki dayanışmayı güçlendirebilirler. Unutulmamalı ki, eczacılık yalnızca ilaç vermekten ibaret değil; hastalarımıza sağlık yolculuklarında rehberlik eden bir meslek. Bu farkındalıkla hareket eden herkesin başarılı olacağına inanıyorum.
Son Söz
Eczacılık sektöründe attığım her adımda, hem bireysel gelişim hem de toplumsal katkı öncelikli hedeflerim oldu. Açtığım projeler ve gerçekleştirdiğim çalışmalarla sadece bugüne değil, geleceğe de değer katmayı amaçladım. Sektördeki genç meslektaşlarımıza en büyük tavsiyem; mesleklerini
tutkuyla yapmaları ve sürekli gelişim yolculuğundan asla vazgeçmemeleridir .