Hipertansiyon, yüksek tansiyon olarak da bilinir ve vücudun sessiz katili olarak nitelendirilir.
Hipertansiyon, yüksek tansiyon olarak da bilinir ve vücudun sessiz katili olarak nitelendirilir. Hipertansiyon, yıllar boyunca herhangi bir belirti göstermeden varlığını sürdürebilir ve ani ölüm riskine yol açabilir. Hipertansiyon, damar içindeki kanın damar duvarına yaptığı yüksek basınç sonucu ortaya çıkar. Büyük ve/veya küçük tansiyonun normalden fazla olması durumu olarak tanımlanabilir. Bazı kişilerde hipertansiyon, hiçbir belirtiye yol açmayabilir ve günlük yaşamı etkilemeyebilir. Ancak yüksek tansiyon, böbrek, beyin, kalp ve damar sistemi gibi organlara zarar vererek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.
Hipertansiyon gelişimine zemin hazırlayan risk faktörleri arasında yaşın ilerlemesi, aile bireylerinde ve akrabalarda hipertansiyon öyküsünün bulunması, aşırı kilo, fiziksel aktivite eksikliği, tütün kullanımı gibi etmenler sayılabilir. Hipertansiyonun belirtileri genellikle gelişme aşamasında sinsi ilerleyen ve kişilerde herhangi bir belirtiye neden olmadan varlığını sürdürebilen bir sağlık sorunudur. Ancak bazı kişilerde baş ağrısı, nefes darlığı, burun kanaması, çarpıntı, halsizlik, kulak çınlaması, görme problemleri ve idrarda kan gibi belirtiler görülebilir.
Hipertansiyon tedavisinde amaç, kan basıncını 140/90 mm Hg altına düşürmektir. Yaşam tarzı değişiklikleri, düzenli egzersiz, kilo kontrolü ve tuz alımının kısıtlanması tedavinin temel unsurlarıdır. Dirençli hipertansiyon durumunda ise böbrek atardamarlarına işlem yapılarak kan basıncı kontrol altına alınabilir. Erken tanı ve tedavi, hipertansiyonun ciddi durumlarla ilişkilendirilen komplikasyonlarından korunmak açısından hayati önem taşır. Bu nedenle düzenli kontroller ve uzman desteği ile hipertansiyonun kontrol altına alınması önemlidir.